18 Şubat 2011 Cuma

ölümler çıplak gelir

 Zordur ölümler milyon tane de görse insan yine de alışamıyor. Bazen kanıksama noktasına gelse de ateş yakınına düşünce canı yanıyor ister istemez. Çocukken insanlar sırayla ölür sanardım, çocuk aklı işte. lise de öğrendim ölümün yaşa bakmadığını, varlığının farkında bile olmadığım bir çocuk yokluğuyla canıma okuyarak öğretti bunu bana. Bir alt dönemden hala ismini hatırlamadığım hayatının baharında bir çocuk trafik kazasında  ölmüştü. Kimse anlam verememişti benim halime, dediğim gibi aslında normaldi garipsemeleri tanımaz etmezdim.
Gel gör ki hayatımda o gün ağladığım kadar ağladığım başka gün mevcut değildir. Çocuğun pisi pisine gitmesine ağladım, ilkokuldaki trafik kazasında ölebileceğimi-o güne kadar hiç aklıma gelmemişti hani sadece dizlerim kanamıştı bisiklet kazasından farkı yoktu benim nezdimde- fark edip şoktan ağladım, bu işlerin sırayla olmamasının adaletsizliğine ağladım, en çokta o çocuğu tanıma fırsatı kaçırdığıma ağlamıştım.  Hayatımın miatlarından biridir, hala giderim mezarına ara sıra, benim diye arkadaşları bile unutmuşken belki de.


    Her ölüm erkenmiş bunu ne zaman anladım hatırlamıyorum, yaşlı da olsa ölmesi daha hayırlı olsa bile yine de zamansız gelir ölüm kalanlara. Öleceğini bile bile kemoterapiye götürülen kanser hastalarında bile bu böyledir. Giden bilir ölecek yakın zamanda, götüren daha iyi bilir öleceğini ama yine de tedaviye devam ederler inatla. Azraile çelme atma umudunu yitirmezler, bir gün bir gündür. Bencilce de olsa gitmesini istemezler o yakınlarının. Acı çekiyor olsa bile varlığı dursun kafidir. Gel gör ki bir gün girer mezara, o öleceğini bilen insanlar yine de inanamazlar öldüğüne. İsyan ederler yaradana umarsızca.

   İster  dinsel ister bilimsel bakın, bu dünyanın gerçeğidir, her şey günü gelince gider/ölür/biter. Bitkisi de hayvanı da cansız varlıkları da dünyası da güneşi de. Baki kalacak denen gök kubbe bile bitecek günü gelince. Bu yüzden en sağlamı, madden hiç kimseyi sonsuza kadar yanında tutamayacağını bilerek yaşamaktır. Sevdiklerine de günü gelince madden yanlarında olmayacağını ama ruhunun hep yanlarında olacağını hissettirmeli insan.

   Gelelim ölümsüzlüğü madden gideceğiz ama varlığımızı sürdürebileceğimiz başka yerler de var. Düşünceler ve rüyalar gibi enerjiyle/ruhla alakalı evrenler. Bir insanın asıl ölüm tarihi isminin son anıldığı gündür derler. Eğer sevdiğimizi her zaman olmasa bile düşünüyorsak bizi terk etmiş sayılmaz tam anlamıyla. Ölümle başa çıkmanın pek çok yolu var. Ama ben sevdiği gibi biri olmak onun sevdiklerini benimseyip yaşatmak. Sevdiği şeyleri onun adına yapmanın en iyi yöntem olduğuna inanıyorum. Çeşitli yöntemlerle ismini yaşatmakta güzel bir yöntemdir.

  Madem o kadar yazdık vasiyetimi de ekleyeyim, eğer hala bitmemişse yarısında olduğum kitabı bitirsin birisi. Yarım iş baş ağrıtır derler. Bir de dondurma,sahlep, bozayı daha az tüketin, yazık o canım orkidelere. Mal mülk yok ne yapalım gariban vasiyeti bu kadar olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

About Us

Recent

Random