28 Şubat 2011 Pazartesi

Hayali sevgiliyle şizofren sohbetler

12:29
Baktım gerçek hayatta olmayacak bu iş, ben de hayallerimde rüyalarımda seninle birlikte olurum ne yapayım. Gerçeklik dediğin zaten abartılıyor, farklı düzeyde bir gerçeklik değil midir hayal kurmak? Hayallerime de gelmemezlik etmezsin herhalde. Zaten delilik konusunda buna karar verenlerden de farklı görüşteyim.

27 Şubat 2011 Pazar

karlar kraliçesi

10:16
Aralık ayı. Tarih, zaman çabuk geçiyor her şey. Anlayamıyoruz bu hızlı değişimi ya da ayak uyduramıyoruz ya dası ya da ben ayak uyduramıyorum. Sessiz kalıp sürekli kusuyorum içimdekileri. . neyi nasıl yapmam gerektiğini bilmiyorum. Acaba herkes de benim gibi mi? Hiçbir şeye anlam veremiyorum. Dışarda 2010’un belki de son karı. 2011’e az kala yağan ilk kar. Nisandan beri hep güneş vardı. Sıcaktı, ısıtıyordu içimizi. O kadar sıcaktı ki hiçbirimiz o güneş gittiğinde hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını bilemezdik. Akışa bırakmıştık sanki bir şeyleri. . zaman durmalı diyorduk ya da biz durmalıyız . Bizi o anda dondurmalılar ve öylece kalmalıyız. .

Serseri Denizci

10:16
Gecenin kör vaktinde uyandım apansız
Soymaya başladım yalnızlığımı bir o kaldı
Ruhum çoktandır çırılçıplak savunmasız
Aklıma takılan neydi aradım umarsız

26 Şubat 2011 Cumartesi

doğum günü

14:10
Doğmuş yıllar önce masum güzel bir bebek
Oradakileri sevince boğmuş gülümseyerek
Gözlerini acınca pek bir beğenmişler rengini
Uysun diye gözlerine Deniz koymuşlar ismini
Masallar bitince kulağına söylemişler ninni

günaydın vietnam

09:23
   Türkçe'de güzel bir deyimimiz vardır "Bekara karı boşamak kolay" diye. Anti-amerikancılık da aynen böyledir, makam sahibi değilsen anti-amerikancı olmak çok kolaydır söylemleri kullanmak bebek oyuncağı ama bir ülkenin başındaysanız işin rengi değişir. Örnek üzerinden anlatıyorum neler ola(cağını)bileceğini , günümüz Türkiyesi mevcut iktidarın hiç bir değişiklik olmadan Anti-Amerikan dış politika çizgisine kaydığını yada ABD'nin asli çıkarlarından birine çomak soktuğunu varsayalım.

24 Şubat 2011 Perşembe

Eskiden İzmir

09:42

Aşureci amcanın
Yolunu gözlerdi çocuklar
Ceplerde bir 25lik
Bir de kaytan ipi
Akşam üzeri oldu mu
Sokak oyunları keyfi
Topaç,kaydırak,birdirbir
Oyun arası mahalle çeşmesinin
Zincirli bakır tasını kapışıp
Kana kana içerlerdi suyu
Kapılara kilim sererlerdi anneler
Eskiden İzmir'de

Elde dantel oyası
Sellukanın buram buram kokusu
Komşu ablanın demlenen çayına karışır
Bir de imbat çıktı mı
Babalar eve gelinceye kadar
Her sokak bir panayır yeri sanki
Çocuklar, arkadaşlar, oyunlar
Komşular, sohbetler, kahkahalar
Mutluydu çocuklar
Mutluydu anne babalar
Eskiden İzmir'de

18 Şubat 2011 Cuma

kadınlar ve mobilyalar

09:59
 Durup dururken bir gün evdeki dişi kişiliklerden birinin-anne,abla,teyze,hala,yenge,eş,sevgili,karşıdaki komşu teyze vb-  canı sıkılır ve yıllardır duran mobilyaların yerleri değişir, bazen birinin bazen hepsinin. Sebep sormayın canı sıkılmıştır bir kadının. Mantık aramayın ben yıllardır bulamadım o kadar düşünmeme rağmen. TVyi karşı köşeye götürünce can sıkıntısı geçer mi bir insanın? Neticede orada da kös kös duracak, kalkıp göbek atıp şaklabanlık yapacak hali yok ya kırk yıllık TVnin. Gel gör ki bir şey diyemezsin hatun kişilere.

ölümler çıplak gelir

08:50
 Zordur ölümler milyon tane de görse insan yine de alışamıyor. Bazen kanıksama noktasına gelse de ateş yakınına düşünce canı yanıyor ister istemez. Çocukken insanlar sırayla ölür sanardım, çocuk aklı işte. lise de öğrendim ölümün yaşa bakmadığını, varlığının farkında bile olmadığım bir çocuk yokluğuyla canıma okuyarak öğretti bunu bana. Bir alt dönemden hala ismini hatırlamadığım hayatının baharında bir çocuk trafik kazasında  ölmüştü. Kimse anlam verememişti benim halime, dediğim gibi aslında normaldi garipsemeleri tanımaz etmezdim.

9 Şubat 2011 Çarşamba

Boğaz Meydan Muharabesi

10:29
   Kıran kırana bir savaş süregidiyor taraflar bir türlü birbirlerine üstünlük sağlayamıyorlardı. Şiddetli çatışmalarla istilacılar savunmacıların bazı kilit müstahkem mevkilerinden bazıları ellerine geçirmişlerdi. Generalin hükümetin salakça "kitle imha silahları kullanmayın" uyarısını ciddiye alması savaşın gidişatını istilacılar lehine değiştirmişti. Savunma mevzileri birer birer düşerken general karavana olarak vitamin dağıtıyordu neferlerine. 15 gündür devam eden bu mücadele boğazı harap etmişti, her taraf kırık dökük içindeydi.  Hava ve arazi şartları savunmacıların durumunu zorlaştırıyordu.

kimsesiz mezar

09:10
Bilirim haykırsam duymazsın sesimi mısralarımda
Erişemez kesilir nefesim, sen ışık yılı uzaklarda...
Ben efsuna tutulmuşken hemen yanı başında,
Sonsuzluk kadar uzun o kısacık büyülü ana
Bütün ömrümü sığdırdım, bıraktım yanı başına.

8 Şubat 2011 Salı

Babil'den günümüze

12:26
Rivayet odur ki eski zamanlarda Babilliler,göklere tanrıların yanına çıkmak isterler. Bunun için de çok yüksek bir kule inşa ederler. Tanrılar buna çok kızarlar ve öfkeyle kuleyi yıkarlar. İnsanların bir daha böyle birleşip kendilerine karşı gelmemeleri için de o güne kadar tek olan lisanı parçalara bölerler. tanrıların gazabından sağ kurtulanların her biri bundan sonra bir diğeriyle sözle veya işaretle anlaşamayacaktır.

7 Şubat 2011 Pazartesi

hezeyanlar

10:33
Aşk dünyanın en güzel ,dünyanın en berbat şeyi. Tarihe bakıldığında gıpta ettiğimiz Leylası, Şirini, Ferhat'ı aslında şanslı olanlardır. Aşk karşılıklı olursa kainatın en güzel duygusudur. Ama gelin görün ki her zaman karşılıklı değildir hatta çoğu zaman karşılıklı değildir. Genelde aşık olanda sevda çeken de seven de bir kişidir ama aşkta iki kişi olmalıdır. İşte bu yüzden hayatı son derece yaşanılır kılan da aşktır, çekilmez kılan da. Yakar, yıkar, parçalar, hasta eder, kendinden geçirtir, öldürür, süründürür, mecnun eder, meftun eder, mefta eder, yeri gelir katil eder. İçinde bu kadar tezat barındıran başka hiç bir şey yoktur herhalde. Aşk başa gelince akıl senelik izne çıkar derler, imkansızı imkanlı kılan dünyadaki yek mucizedir. Mucize olduğundan öyle pek sık yaşanmaz, tesadüfen iki kişinin aynı anda birbirlerine aşık olması çok zordur yani.

6 Şubat 2011 Pazar

İNAN BATMIŞ ŞEHİRLER GİBİ ONARILMAZ ANILAR

09:00

         
Biri beyaz biri kara iki kedi..
birbirlerinin omzuna kollarını dolamışçasına birbirlerine şefkatle sarılarak,
birbirlerine dayanarak yola çıkmışlar.
Gölgeler akşamüstünü söylüyor.
Yorgun bir günün sonunda eve dönüyorlarmış gibi.
Yüzlerini görmüyoruz ama eminim mırıl mırıl konuşuyorlardır. Belli sınanmış, denenmiş bir dostluk bu,
uzun yolları da göze alabilen bir dostluk

About Us

Recent

Random