Geçen yolda giderken, ben bizzat kendim Aşk ile karşılaştım. Zaten önceden tanışıklığımız olduğundan, iki hoş beş ettik. Baktım Aşk'ın yüzünden düşen bin parça;
-Anlatsana, neyin var? dedim. Biraz direndi ama çok dayanamadı,
-Abi gel, meyhanede anlatırım. dedi.
-Eyvallah gözüm. dedim. Neyse, gittik, aldık rakımızı açtık, hafiften demleniyoruz, bir yandan da muhabbet ediyoruz. İkinci tekten sonra bizimkinin dili çözüldü.
-Abi artık beni kimse sevmiyor, kimse bana inanmıyor. dedi.
-Ya onu da nerden çıkardın şimdi dedim
-Ya abi şu Hollywood var ya, direk beni sekse indirgedi, insanlar üç günlük ilişkilere Aşk demeye başladı. Hayır dava da açamıyorum önüne gelen beni farklı tanımlıyor.dedi.
-Ne yapacağımı bilmiyorum, insanlar varlığımdan bile şüphe etmeye başladılar, nasıl ifade edeyim ki kendimi, bilirsin bana inanmayana gözükemem ben.
Ve devam etti:
-Abi beni bir Hayyam iyi tanır, bir de balıklar. Hayyam öldü, balıkları da bilirsin üç kuruşluk hafızaları vardır, hem de zaten sürekli rakı şişesinde geziyorlar, kafaları kıyak, dedi.
-Ee? devam et, dedim
-E'si, dedi; beni biraz tanıyanlara, ya deli ya avare diyorlar, beni dünyaya yanlış tanıtıyorlar,dedi.
Sabaha kadar o anlattı, ben dinledim; ben anlattım, o dinledi. Çok doluymuş, içim acıdı resmen, bayağı bir ağladı gece boyunca. Neyse sabah oldu, rakımız bitti.
-Abi kusura bakma başını ağrıttım. dedi
-Olur mu canım, ne önemi var. Her zaman bekleriz; dedim. Derken beynimde bir şimşek çaktı
-Abi, dedim
-seni dünyaya yeniden tanıtabiliriz.
Gözleri parladı birden. -
Nasıl? diye sordu
-Çok basit,dedim.
-Bir Halil İbrahim sofrası kurarız; rakılarımızı, şaraplarımızı da alırız, bir yandan içerken bir yandan sana imza günü düzenleriz. Maksat gençler seni tanısın, sana inansın,; dedim. Şöyle bir düşündü,
-Eyvallah abi, en kısa zamanda yapalım bunu,dedi. İşte bu yüzden aşk, rakı/şarap masasında konuşulur arkadaşlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder