cingozrecaininkupestesi

Hani gezmeyi çok seversin ya,
İlk defa gittiğin bir şehirde herhangi bir yeri hedeflemeden
Amaçsızca kaybolmanın tadına varabildin mi?
Hani özgürlüğünü çok önemsersin ya,
Hiç bir dükkandan kuş satın alıp ona
Özgürlüğünü bahşettin mi?
Hani çocukları da seversin ya
Kırda hiç tanımadığın bir çocuğu salt uçurtmasını tutabilmek için
Çikolatayla kandırmayı becerebildin mi?
Hani hayvanları da seversin ya,
Koluna konmuş bir böceği kovmadan önce
Merak edip bir kaç saniye de olsa inceledin mi?
Dans etmeyi seversin ya,
Bir nisan yağmurunda şemsiye açmak yerine
Yağmur damlalarının ritmiyle dans edebildin mi?
Gökyüzünü seversin ya,
Bir gece şehir dışında oturup, saati umursamadan
Takım yıldız avladın mı hiç?

Her sene denize girersin ya
Hiç misinanı denize sallayıp balık tutarken, denizin
Benliğine işlemesine izin verdin mi?
Parfümleri ayırt edebilirsin de,
Evinden 50 metre ötedeki akasya ağacının
Kokusunu hiç içine çekebildin mi?
Yeni yerler keşfetmek istersin de,
Rastgele girdiğin bir mekanda esnafın
Kendi arasındaki sohbete iştirak ettin mi hiç?
Nezaketi elden bırakmazsın da
Yoldan geçen bir yabancıya içtenlikle gülümseyip,
Merhaba diyebildin mi hiç?

İnsanları umursamam dersin de
Kamuya açık herhangi bir yerde kollarını açıp,
Anlamsızca bağırdın mı hiç?
Müzik zevkine söz söyletmezsin de
Yoldan geçerken duyduğun diline takılan şarkının
Sözlerini dinleyip öğrenebildin mi?
Doğayı da seversin ya,
Hep kullandığın karşı caddedeki çöp kutusundaki yazının
Eksik harfinin hangisi olduğunu fark ettin mi?

Gözlemciliğinle övünürsün ya
İşe giderken caddeden karşıya geçtiğin yerde solunda
İki defa bakman için bekleyen o genci gördün mü hiç?
Yaşamayı da seversin ya,
Yaşarken ve binlerce kez ölürken, yaşamın kıyısında
Umarsızca sek sek oynadın mı hiç?
Meraklısındır bilirim de,
Otobüsün camına yaslanmışken yanından defalarca geçtiğin
Boyası dökük sarı evde kimler yaşar merak ettin mi hiç?

Hep sevgiden dem vurursun ya,
Bir kez olsun nefes alış verişini bir başkasının
Kalp atışına endeksleyebildin mi?
Güzel bir gelecek düşlersin ya
Kimin yiyeceğini düşünmeden, salt gelecekte birisi yesin diye
Meyve ağacı diktin mi hiç?
Hayatı dopdolu yaşamak istersin de
Bir kez olsun durup "napıyorum ben ya"
Diyerek nerede durduğunu çözebildin mi?
Her şeyi analiz edersin ya,
Hiç yarını hayal etmeyi, dünden ders çıkarmayı bırakıp
Şu an şunu yapmak istiyorum dedin mi?

Hep etkileyeceği olduğunu düşünürsün ya,
Hiç herhangi bir insanın gözlerinin ta içine bakıp
Ruhunu en derininden tutup sarsabildin mi?
Empatiden de bahsedersin ya ara ara
Hiç bir insanı teselli etmeye çalışmadan göz yaşlarını
Onunkilere katıştırmayı akıl edebildin mi?
Herkesle konuşursun da
Sana her gün selam veren o çocuğa, bir gün  olsun
Adıyla hitap edebildin mi?

Hep bir yerlere varmaya çalışırsın ya
En son varacağın noktanın kabrin olduğunu, önemli olanın
Oraya varırken yaptıkların olduğunu,
Yaşamın anlamını aramaya bırakıp, yaşama
Seyirci kalmayıp, katılımcı olaman gerektiğini,
Gerçekten çok merak ediyorum da
Acaba sonunda anlayabildin mi?

Bir cadde hayal edin, yoldan geçenler kafelerde oturanların kolaltında sanal klavyeler sanal ekranlar aracılığıyla iletişim kuruyorlar. Ortalıkta araçların gürültüsünden başka ses yok, kimse konuşmuyor. Bir gün bu sahne gerçek olacak.

Hayal etmenizin zor olmadığını tahmin ediyorum, neticede günümüze yakın bir şey, teknolojik gelişmeler ve sosyal eğilimler bu yönde devam ederse gerçekleşmesi işten bile değil. Şu an bir kırılma noktasına doğru gidiyoruz, belki ben kötümserim ama bu yazdıklarımda gerçeklik payı olmadı anlamına gelmez

-Sebastian gelsene az
-Çayı yeni koydum efendim
-Efendin batsın , git söndür sonra da otur şuraya az bir dertleşelim. Bakma öyle
-Nasıl bakmayayım, genelde bu cümleden sonra uşak olmama rağmen benim kesem zarara uğruyor.