Aslında sosyal medya ağlarını yazacaktım çiceği burnunda tvitır kullanıcısı olarak ama bir dahaki sefere kaldı yine. 1980lerden günümüze hayli gelişti hani tweeter için sosyal ağ evriminin son noktası denilebilir . Nostaljik görüşlerim için bknz tıkla .
Sosyal ağlar insanların kendilerini aynı şekilde yansıttıkları yerler değildir. Avatar-profil olayı bunun için vardır, günümüze kadar bir kullanıcının diğer kullanıcıya en çok yüklendiği nokta kullanıcı profili-gerçek profili ayrımıdır. Tespitçi forumcular veya sözlükçülere en çok malzemeyi bunlar verir.
Diğer bir deyişle sosyal ağ kullanıcısını gerçek bir kişiyle birebir örtüştürmeye götürmek saçmalıktan öteye gidemez. Sosyal ağda kişi kendisi de olabilir olduğundan çok farklı bir profilde oluşturabilir veya hiç kasmadan kafasına göre de takılabilir.
Bazı kullanıcılar yazdığına paylaştığına bakarak diğer kullanıcılara kişilik, karakter, dünya görüşü vesaire giydirmeye çalışıp çeşitli ithamlarda bulunabilirler. İnsanlık hali anlık ilişkilerde gerçek hayatta da çeşitli şekillerde vuku bulan bir harekettir. Kişinin ne olduğunu niyetini aklından geçeni tam olarak bilmenin imkanı yoktur.
Lakin bu sağlıklı bir analiz sağlamaz. Zira hiç bir sosyal ağda üyelik sözleşmesinde " I will tell the truth, the whole truth and nothing but the truth." şeklinde yemin etmiyorsunuz. Belirli kurallara uyacağınız beyan ediyorsunuz. Bir kaç web sitesi hariç hiç bir yerde doğruyu ve/veya gerçeği beyan etmeniz istenmez. Eğer kişi yazıp paylaşırken bunun gerçek olduğu iddiasında beyanında bulunmuyorsa , paylaşılan/yazılanın gerçek olmadığı ortaya çıksa bile o kişiyi yalancı filan demek abes kalır. Adam oltayı atmış birileri sazanlanmıştır.
Facebookta paylaşım yaparken veya tweeterda yazarken veya benim burada yazdıklarımın gerçeklik olduğu veya benim doğru bildiğim olduğunun garantisini vermiyor hiç bir üye. Eğer başka kullanıcılar veya gören diğer üyeler öyle düşünüyorsa bu onların kendi problemidir. Blogta bir yıl önceki yazıma bakıp lan bunu ben mi yazmışım dediğim oldu. Düşünceler değişir insanlar değişir yazı yazarken veya paylaşım yaparken tutarlı bir yol izlemek zorunda değildir insanlar.
Feyste bir şey görürüm, hoşuma gider paylaşırım, edebi yönünü severim paylaşırım, komik gelmiştir paylaşırım, oha saçmalığa bak der paylaşırım, bunu da bilsin arkadaşlarım der paylaşırım, kesin bilgidir paylaşırım, afili laftır paylaşırım, listemdeki birine güzel gönderiyordur paylaşırım vs vs. Her paylaştığım şeyin benim dünya görüşümle alakalı olduğu veya her yazdığımın gerçek olduğu veya her paylaştığımın doğru olduğunu düşündüğüm için paylaşmıyorum. Ama bazı internet kullanıcıları cidden öyle sanıyorlar.
Yazının başından beri sosyal paylaşım siteleri diyorum sosyal ağ diyorum. Bunların doğru tanımlaması budur zira, kurulduğundan beri böyle niteleniyorken son bir kaç yılda "sosyal medya" oldular. Sosyal medya olmalarından itibaren yukarı saydığım görüntü daha da kötüye gitmeye başladı. Zaten "contorium" olayından sonra sosyal ağların bir gün boka saracağının sinyalini almıştık. Tweeterın yaygınlaşması ve o ağın kendine has yapısı buna tuz biber ekti.
Tweeter'ın diğer sosyal ağlardan farkı yoktur. Bir çok sosyal ağın özelliğini bir arada barındırmak ve çok geniş bir kullanıcı tabanına sahip olmak dışında. Tweeter'a üye olurken de gerçeklikten ayrılmayacağım her yazdığım doğru olacaktır diye söz vermiyorsun. Yani söz sanatlarını kullanabilir, tersini kastedebilir aleni yalan yazabilir veya trollük yapabilirsin. Senin orada bulunma amacına, eğlenme vakit geçirme tarzına bağlıdır bu.
Tweeter'da hem mırctaki anlık ileti olayı var hem Facebook'un ister gerçek ad ister nick olayı var. Genel tartışma-kısmi forum- olayı var. Sözlüklerde kullanıcılarının var olduğu her ortamda, tespit/troll olayı zaten vardır. Kamu-özel alan ayrımı biraz kötü olmakla beraber yine de var. TT hashtagte yazmadığın tamamen kendi profil sayfanda paylaştığın şeyler kamuya aitmiş gibi muamele görebiliyor en büyük sıkıntısı bu. Kendi sayfanda yazdığın bir tweetin suç konusu olmasının evinde ettiğin bir laf için sana dava açılmasından farkı yoktur.
Tweeter bildiğiniz sokakta oturan mahallelinin birbirini çekiştirdiği, arada tvlerde magazin programlarında gördüğü ünlüleri siyasileri çekiştirdiği bir ortam bana göre. Üstelik bu ortamda o tvlerde görülen ünlüler siyasilerde hazır bulunabiliyor.
Bilişim suçlarının tam hazır olmadığı hala gelişme aşamasında olduğu bir dönemde tweeter gibi bir olgu, ve bunun "sosyal medya" olarak anılmaya başlanması haliyle siyasi baskıyı da beraberinde getirdi. Sosyal ağlardaki tek davranış kodu "kişisel hakaret ve küfürün" yasaklı olmasıdır. En azından en başlarında böyle idi. Ardından varolan bazı kanunlar-telif vesaire-a aykırı davranışlarda bulunamazsınız denildi site yönetimlerine. Bunlarda çok fazla sıkıntı yok internet özgürlüğüne yönelik düzenlemeler. Şu an sitelere kullanıcılarınıza ayar çekin baskısı var.
Düşünceyi ifade ve yayma hürriyetine yönelik siyasi bir baskılamayla karşı karşıya sosyal ağ idarecileri. Bu yöneticilerden ayrı olarak bazı işsiz vatandaşlar gammazcılığı kendine vazife edinmişler facebookta tweeterda ekşisözlükte ve bir sürü sitede yazılanları takip edip kendilerini savcı yerine koyup bu bu entry şu şuna aykırı gereğini yapın diye mailler atar hale gelmiş.
Yazdığın paylaştığın sanki emirmiş gibi ele alınıp, üye olduğun gruplar örgütmüş gibi ele alınıp mahkemelerde davalara delil niyetine dosyalanır hale gelmiş.
İnternet eğlencedir, internet en ucuz eğlencedir. sosyal ağlarında asli hedefi eğlenmek vakit geçirmektir.
Bu eğlenme platformunda yapılan edileni bu kadar ciddiye alan yetkililer ve insanlara tek lafım var:
WHY SO SERİOUS?
Bir takım yetkililer bu işi ciddiye alırsa internet kullancıları daha ciddiye alır, saksı değiller. Bu baskılama devam ederse yakın gelecekte hacker sayısında çok ciddi artışla karşılaşma ihtimalleri hayli yüksek.
Eğer birisi birisine hakaret ediyorsa hakaret edilen kişi gider hakaret davası açar. TCK hükümlerine göre dava açılmaz. Eğer mevzu bahis kişi yaşamıyorsa veya kanunla korunuyorsa ilgili yerlere göre dava açarsın.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder